Arabalar - Kamyonet - Anadol

Toplam 0 kayıt listeleniyor.

Vehbi Koç ; 1928 yılında Ankara’da Oto koç firmasını kurmuş olup,ardından Ford Motor’un Türkiye distribütörlüğünü almıştır. Vehbi Koç 1946 yılında resmi olarak Ford Motor’un Türkiye temsilcisi olmuştur.
Takip eden süre içinde Vehbi Koç ; Türkiye’nin kendi otomobiline kavuşması hayalini kurmakta olup , bu nedenle Ford ile ortak bir çalışma yaparak, Türk arabasını hayata geçirmek için uğraş vermeye başlamıştır.Fakat 1954 yılından 1956 yılına kadar yapılan görüşmelerde hiçbir sonuç alınmayınca, Vehbi Koç çözümü siyasi olarak da denemeye karar verdi.
1956 yılının başlarında, Vehbi Koç ve iki müdürü ‘’Bernar Nahum ve İnal Bey’ler’’ o yıllarda başbakan olan Adnan Menderes’i ziyaret etmişler, kendisinden, Henry Ford II’ye hitaben yazılmış bir mektubu da alarak, Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmişlerdir.
Adnan Menderes’in mektubu ile ziyaret ettikleri Ford Motor Company’de oldukça yoğun görüşmeler yapılmış olup sağlanan temaslar sonucunda, otomotiv sektörü hakkında Amerikalılar ile işbirliğine varılmıştır. Daha sonra 1959 yılında Otosan kurulmuştur. Otosan’ın kuruluşu, iki taraf için de milat sayılabilirdi.
Otosan, Ford kamyonlarının montajına ev sahipliği yapmaya başlayarak, üretim ve montaj fikirlerinin ardından, 1963 yılında Bernar Nahum ve Rahmi Koç, İzmir Fuarı’nda yer alan İsrail teşhirinde fiberglas ile yapılmış bir arabayı görmüşlerdir. Fazla ilgi çekme nedeni Anadol’un doğmasına sebep olmuştur. O dönemler sac’tan araba kalıbı yapmak oldukça pahalı olması nedeniyle fiberglas daha mantıklı olacaktı.
Gelişmeler birbirini takip ettikten sonra, “Anadol”un seri üretimine geçildi. 1966 yılında başlayan bu üretim, Ford ile işbirliği halindeyken o dönem 26.800 liralarından satışa çıkan Anadol piyasada ve otomotiv dünyasında yerini almaya başlamıştı.
1966 yılında ilk kez piyasaya çıkan Anadol’dan, 1984 yılına kadar 87.000 adet üretilmiştir..
Her ne kadar basında ve çeşitli mecmualarda hakkında İnek ve Öküzlerin yediği araba diye dedikodular yayılsa da , Anadol halk tarafından benimsenerek kullanıldı.O dönemin şartlarında her ne kadar yan sanayi eksik olsada fiberglas fikri ile çok iyi şekilde düşünülen Anadol ; Üreticisi olan Koç’u da Türk otomotiv endüstrisinin kurucusu yapmıştı.
1970 yılında yapılan spor model Anadol, bu arabanın tarihindeki en dikkat çekici modellerden biriydi. Bu nedenle tasarım olarak da farklılık yaratmak Koç’un başarılarından biri olmuştu.
Fiberglas gövde yıllar boyunca eleştirilmiş ve karalanmıştır. Ancak, bugün bile fiberglas gövdelerin otomotiv sektöründe, hatta uzay ve havacılık ürünlerinde kullanıldığı görülmektedir.
Ford şirketi ise, özellikle 1950’li ve 1960’lı yıllarda yaptığı baskılarla, Türkler’in araba üretmesini engellemek istemişlerdir. Ancak, bunu başaramamışlar ve sektörde üretici konumuna gelen bir şirkete de Türkiye bu şekilde sahip olmuş olmuştur.


BİZ SİZİ ARAYALIM