Bir icra hikayesi

BİR İCRA HİKAYESİ
Mehmet uzun yıllar amcasının yanında çalıştıktan sonra, yaptığı birikimler ve biraz da krediyle kendi işletmesini açar. Şehrin güzel bir semtinde, küçük bir halı dükkanıdır burası. Özenle seçtiği ürünlerini mağazasına yerleştirir, şık bir şekilde vitrinini düzenler. Heyecanlı günlerin sonunda, üzerinde“Uçan Halı” yazan janjanlı tabelasını, mağazaya asar.
Bir hafta sonra, ailesi, dostları, akrabaları ve küçük de olsa iş çevresiyle mütevazı bir açılış yapar. Artık tüm mahalle, orada “Uçan Halı”nın olduğunu bilmektedir.
Mehmet, ufak ufak satışlar yapmaya başlar. Hatta dükkanıyla yetinmez, kendine bir de e-ticaret sitesi yaptırır. Birkaç ayın sonunda Mehmet, sadece mağaza ya da internetten perakende satışlar yapmakla kalmaz, toptan halı siparişleri de almaya başlar.
Mehmet, güvenilir, güçlü ve dürüst satıcılar arasında hızla ama bileğinin hakkıyla yükselmeye başlar. Tabii bu hızlı yükselişte, Mehmet’in borçlarını vadesinde ödeyen, teslimatları gününde gerçekleştiren, satış sonrası hizmetlere hassasiyet gösteren iş anlayışı da büyük rol oynamıştır.
İşlerin iyi gitmesinden cesaretle, Mehmet uzun zamandır eşine ve çocuklarına söz verdiği “o evi” aramaya başlar. Eşiyle birlikte bütün boş zamanlarında ailece yaşayacakları “o evi” ararlar. Ve nihayetinde bulurlar. Eşinin gözleri gurur ve sevinçle parlıyor; çocukların dudaklarından “aslan babam” sözü eksik olmuyordur.
Mehmet ailesi için sorumluluklarını yerine getirmenin huzur ve mutluluğuyla doludur.
Tam da bu dönemlerde, Mehmet çok büyük bir sipariş alır. Galata’da açılacak olan yeni bir otelin tüm halılarını Mehmet’ten teklif isterler. Mehmet, olabilecek en iyi teklifi hazırlar, gönderir. Aslında içinden bu tesadüfün kendisini bulmasıyla ilgili şüpe duyar ama karşısına çıkan bu fırsat belki Allahın ona “Yürü ya kulum” deme şeklidir diye düşünür. Hem bir yerde okumuştur “Büyük adamları, büyük fırsatlar yaratır.”
Mehmet’in sevinci yüzünden okunuyordur. Akşam eşine “Şu iş bir olsun, 40 çocuk sevindireceğim” der. Eşi bütün gece dualar eder. Ertesi sabah, beklenen telefon gelir. Cevat, sipariş edilecek halıları son kez belirlemek ve kaparo bırakmak için Uçan Halı’ya gelir. O gün Mehmet’e 5.000 TL kaparo bırakır ve üzerine 45.000 TL’lik çek düzenler. Mehmet hemen eşine haber verir. Çekin vadesi 3 ay sonrayadır. Mehmet o akşam mutlu ve heyecanlı bir şekilde eve döner. Evde eşi, en güzel yemekleri pişirmiş, çocukları tertemiz giydirmiş olarak Mehmet’i karşılar.
Mehmet ertesi gün, yeni halı siparişleri verir. 3 ay… 3 ay daha canla başla çalışmalıdır. Verdiği halıların borçlarını ve yeni sipariş ettiklerinin ödemelerini aksatmamalı, daha çok satış yapmalıdır. Bu 3 ay Mehmet, her zamankinden daha çok çalışır. Geceleri evde hesaplar yapıyor, kazancı ile ödemeleri arasında denge kurmaya çalışıyordur.
Günler böyle böyle geçer. Mehmet, Cevattan otel siparişi için aldığı halılardan birkaçının ödemesini geciktirmek zorunda kalır. Bir hafta, on gün, bir ay derken… Bir gün mağazaya bir ihbarname gelir. Tedarikçi, borcu ile ilgili yazı göndermiştir. Mehmet hemen tedarikçiyi arar. 15 gün sonra yüklü bir tahsilat yapacağını ve kendisini bu süreye kadar biraz daha idare etmesini rica eder.
Ve nihayet çekin vadesi gelir. Ancak hesap müsait değildir ve çek ödenmez. Mehmet hemen, müşterisini arar. Bu kez Cevat ondan ek süre talep eder. Mehmet, ona gereken süreyi verir. Ama Cevat, borcu yine ödemez.
Bunun üzerine Mehmet, çek ile ilgli yasal işlemleri başlatır.
Gel zaman git zaman, Cevat hiçbir yasal bildirime cevap vermez. Ve en sonunda, otele icraya gidilir. İcra memurları, oteldeki pek çok şeyi borca mukabil haczeder. Lakin borç yine ödenmeyince; bu kez icra memuları haczedilen malları satışa çıkarır.
Bu esnada Mehmet de ödemesini yapamadığı halılardan dolayı, tedarikçisi tarafından icraya verilmiştir. Mehmet, haczedilen mallarının icradan satılmasını istemiyordur. Kendi kaynaklarını kullanacaktır. Bu parayı ödemek zaten boynunun borcudur. Hemen arabasını ve eşinin zaman içinde biriktirdiği ziynet eşyalarını satar ve borcunu öder. Borcuna sadıktır. Mehmet’in onuru kırılmıştır bu olan bitenler yüzünden ama eşine ve çocuklarına söz vermiştir. Aynılarını yeniden alacaktır.
Cevat ise, aynı yöntemlerle başka bir halıcıdan otelin giden eşyalarının yerine derhal yenilerini almıştır. Olup bitenlerden çok da etkilenmemişe benziyordur. Otelinde misafirler ağırlanmaya, etkinlikler düzenlenmeye devam etmektedir.
Mehmet’in şimdi tek umudu, Cevat’ın haczedilen mallarının bir an önce icradan satılmasıdır. Aksi takdirde üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiği bu alış verişte büyük zarar edecektir. Öyle ki, otele o satışı yapmadan bir an evvelki durumundan daha fazla zarardadır. Mehmet kara kara düşünmektedir.
Ancak 1.satışta Cevat’ın mallarına alıcı çıkmamıştır. Geçen her dakika, Mehmet ve ailesi için daha zor olmaktadır. Bu nasıl mümkün olabiliyordu? Borçu olan Cevat hala en iyi otomobillerle gezerken; alacaklı olan Mehmet işine üç vesaitle ancak gidebiliyordu. . Ve “ağlayanın malı gülene hayretmez” diyenler, icra ihalesine katılmayarak Mehmet’in mağduriyetini daha da büyütüyolardı. Oysa ihaleye katılım olsa, Mehmet’in de umudu olacaktı. Ama maalesef birinci ihaleye katılım dahi olmamıştı.
Mehmet’in girdiği bu darboğazdan kurtulmasının tek bir yolu vardır. Cevat’ın haczedilen mallarına alıcı çıkması. 2. Satış günü de gelip çatmıştır. Eşi umutsuzdur, “Kim nerden bilecek de o ihaleye girecek Mehmet? Kim bakar gazetelerde icra haberlerine?” diye söyleniyordu.
O sırada Ali, uzun zamandır ilgi duyduğu icraburada.com’a üye olmuştur. O da çok kısa bir zaman önce ikinci el eşya dükkanı açmıştır. icraburada.com’da gezinirken, Cevat’ın ihalesine rastlar. Kendisi için güzel bir yatırım olacağına inandığı bu ihale ile ilgili bilgi edinir. icraburada.com ekibi ile irtibat kurarak hemen ihaleye katılır. icraburada.com’un yaptığı araştırmada, olayın iç yüzünü de öğrenir. Avukat ve eksperlerin yardımıyla, Mehmet’in de mağduriyetini gidermeye yetecek en doğru fiyattan Cevat’ın mallarını satın alır. Mehmetin alacağının tamamı bu satıştan kapanmasa bile Cevatın diğer mallarına haciz konularak satılacağını ve mağduriyetinin giderileceğini zaten biliyordur.
Mehmet, belirlenen süre sonunda alacağını tahsil eder. Ali, yeni dükkanı için değerinin çok altında bir fiyattan yeni mallara sahip olur. Cevat ise, o gece gerçekleşecek bir düğün organizasyonu için hazırlıklara devam etmektedir.
Mehmet, o günden sonra mağazasının adını “Uçan Halı”dan “Hayırlısıyla Uçan Halı”ya çevirdi.
Demek isterdik ama olmadı tabii… Şaka yapıyoruz :) Sadece o dönemden sonra karşılaştığı kişilere daha dikkatli baktı: “Fırsat mı? Fırsatçı mı?”
Şimdi size soruyoruz sizce borcuna sadık olan Mehmet mi haklı? Borcuna sadık olmayan icradan ürünü satılan Cevat mı? Yorumlarınızı bekliyoruz.
Ağlayanın malı gülene hayretmez diyerek icra ihalelerine katılımı engellemeden önce birkez daha düşünün!!
Güvenip borç verdiğiniz kişilerden borcunuzu alamadığınız zamanları hatırlayın!!
Borçluya borcunu ödemesi için icra müdürlükleri ve alacaklı tarafından birçok imkan sunulduğunu unutmayın..